1 Ekim 2008 Çarşamba

1.İbretlik bir hikâye…

Bir zamanlar bir vezir birinden sürekli şikayette bulunuyormuş padişaha.Bir gün padişah:”Getirin şu “adam”ı birde ben dinleyeyim.”demiş.“Adam”ı dikkatle dinledikten sonra padişah:“Vezirin kellesi alınsın, “adam” da vezirim olsun.” emrini vermiş.(İbretlik hikaye…anlayana…)
Hikayenin yeni versiyonu:

Bir zamanlar bir Meslek Lisesinde iki Müdür vardı. Biri "önceki" Müdür (1990-2000), diğeri "sonraki" Müdür (2000-2005). Bu "sonraki" müdürün: bilgisi, becerisi, davranış ve tartışma kültürü yok, ama havası çok ve torpili var:))) Bu nedenle de,bugüne kadar koltuğunu koruyabilmiştir.
Yukarıdaki hikayede olduğu gibi.....şikayetlerinin sonu gelmeyen bir "müdür".
Padişahlık dönemi bitti diyenler, bence yanılıyorlar!!!
Hayatımızda birçok "sahte-Peygamber"ler olduğu gibi, "sahte-Padişah'lar da var. Hatta "sahte-Müdür" ler de var.
İşte onlardan bir tanesi:
>>> 2000 yılının son aylarında, şerefine düzenlenen ilk okul yemeğinde: Bizden yani öğretmenlerin oturdukları yemek masalarından enaz 20 m uzakta ve 3 m yükseklikte ailesiyle oturan bir müdür; (halbuki amaç kolektifle kaynaşmak idi ?!)
>>> İlk kurul toplantılarında, salona özellikle geç girerek, el kol işaretleriyle tüm katılımcıların ayağa kalkmalarını zorlayan (görmüyormusunuz...BEN geldim dercesine...), daha sonra "OTURUN!" diyen bir müdür;
>>> Öğretmenleri yakından tanıma gayretinde bulunmayan bir müdür;
>>> Öğretmenlerin sağlık sorunlarıyla ilgilenmeyen ve bu konuda her zaman şüpheci tavır takınan bir müdür;
>>> Öğretmenlerin ailevi ve özel problemlerine (düğün, cenaze, hastalık v.s.) ilgi ve anlayış göstermeyen bir müdür;
>>> Okulu "aşiret" yöntemleriyle yönetmeye çalışan bir müdür;
>>> Okulun başarısızlıkları başkalarının, başarıları ise kendine ait olduklarını sadece düşünen değil...tellallığını yapan bir müdür;
>>> Okulu, "Sarı Zarf" diye hitap ettiğimiz "Kişiye Özel" yazılarla yönetmeye çalışan bir müdür;
>>> Kendi ağızını, kulaklarını ve gözlerini kullanmayan, başkalarının söz konusu organlarını kullanan bir müdür;
>>> Neden böyle....? sorusuna: "Siz 200 de fazlasınız. Ben nerden bileyim kimin ne zaman ne yaptığını? Bana "getiriyorlar, ben de ita amiri olarak tedbir almak zorunda kalıyorum...Ben senden ne kız aldım ne sana kız verdim...senden ne isteyebilirim ki? Aslında ben kimseyle bozuşmak istemem. Arkadaşlarınızı ve dostlarınızı iyi seçin...benden bukadar" diyen bir müdür;
>>> Sorgulayan ve Hakkını arayan Öğretmenlere gözdağı vermek için özel anket soruları hazırlatıp ve uygulatıp sonuçlarını koz olarak kullanan bir müdür;
>>> Özel anket uygulatıp, Öğrencilerden Öğretmenleri hakkında bilgi toplayan ve bu bilgileri "gerektiği" yerlerde (Sicil Notlarını düzenlerken bile) kullanan bir müdür;
>>> Devletin Okuluna: “Benim Okulum” diyen bir müdür.
>>>Rehberlik görevini yapmayan bir müdür.
>>>Ders ziyaretlerini (tek-tük de olsa) amacına ve usulüne uygun yapmayan bir müdür.
>>>Kendi “suyundan” gitmeyen Öğretmenlere “pusu” kurup yok etmeye çalışan bir müdür.
>>>Öğretmen-Öğrenci-Veli ilişkilerinde çıkan problemlerin çözümünde, kendisini devre dışı bırakmayı tercih eden bir müdür.
>>>Okulda okutulan “Hidrolik-Pnömatik” dersinin amacı nedir?…sorusuna: “Otobüslerde: Pıııssstttt” diyen şey değil mi o ?” diyen bir müdür.
>>>Basit bahanelerle “Açılış” törenleri düzenleyip “Gösteriş” hastası bir müdür.
>>>Bayrak törenlerine katılıp konuşma yapmayı sevmeyen bir müdür.
>>>Her nevi görüşmelerde kendi hatıralarıyla dinleyicileri bıktıran bir müdür.
>>>Hiç kimsenin görüşlerine itibar göstermeyen, kendikilerini ön planda tutan bir müdür.
>>>Sokakta kalan gençleri hiç düşünmeden, sürekli Okulu küçültmeye çalışan bir müdür.
>>>Ziyaretine gelen Öğretmenleri, ayakta epey beklettikten sonra, hiç istifini bozmadan: “Ne var?” diye soran bir müdür.
>>>Bu ziyaretlerde, “Problem” getiren Öğretmenlerden nefret eden bir müdür.
>>>Bu ziyaretlerde konu ile ilgisi olmayan nasihatleriyle, ziyaretçileri pişmanlık derecesine getiren bir müdür.
>>>Bu ziyaretlerde karşı tarafın sözlerine kulaklarını tamamen kapatıp, ağzıyla çalışan bir müdür.
>>>Kendisine “dik” gelen, emeklilik yaşına gelmiş Öğretmenlere Emeklilik kapısını gösteren ve “zorlayan” bir müdür.
>>>Yazılarına hiçbir yönüyle itina ve özen göstermeyen bir müdür.
>>>Çeşitli hastalıklarla boğuşan Öğretmene: “Sağlığı ‘bozuk’” diyen bir müdür.
>>>Önünde “el pençe divan durmak” istemeyen Öğretmenlerin başka okullara tayinlerinin çıkarılması için çabalayan bir müdür.
>>>Çağdaş “Yönetim İlkeleri” ile yakından-uzaktan ilgisi olmayan bir müdür.
>>>Saymakla bitmeyen benzeri özelliklere sahip bir sahte-müdür.
>>>
>>>